“Instagram’a bakan estetik istiyor”

Botox
Botox tedavisinde öne çıkan merkezler
Tüm Doktorlar

“Instagram’a bakan estetik istiyor”

Milliyet.com.tr’den Buket Aydın, Dr. Nezih Karaca ile sosyal medya ve estetik ilişkisi üzerine konuştu:

Dermatolog Uzman Dr. Nezih Karaca'yı ziyaret ettim. Dermatolog Uzman Dr. Nezih Karaca diyor ki; “Artık insanlar saatlerce instagram'da fotoğraf bakıyor ve estetik yaptırmak istiyor”

Türkiye’de ve dünyada çılgınca artan bir furya var: Estetik furyası... Yaş aralığı çok geniş, kadın, erkek fark etmiyor. Kendisinden mutsuz olan herkes soluğu uzmanlarda alıyor. Öğle yemeği arasında botoks yaptıranlara şahit oluyoruz. Çok ilgi duyulan bir konu olsa da herkes bu uygulamaları pek duyulmadan, görülmeden yaptırmak isteyince ortaya bu konu hakkında doğru bildiğimiz yanlışlar listesi çıkıyor. Bu hafta sizin için ünlü-ünsüz birçok kadın ve erkeğin saç dökülmesinden dudak dolgunlaştırmaya her konu için kapısını çaldığı Dermatolog Uzman Dr. Nezih Karaca’yı ziyaret ettim. Her şeyi sordum. 

Dermatolog Uzman Dr. Nezih Karaca estetik merakının sosyal medya nedeniyle arttığını düşünüyor. Diyor ki; “Artık insanlar televizyon izlemek yerine saatlerce Instagram'da fotoğraf bakıyor ve estetik yaptırmak istiyor”. Benim görüşümse şöyle; tabii ki teknolojinin nimetlerinden faydalanıp, kusurları düzelttirmek, belki de yaşlanmayı geciktirmek güzel. Ancak çok abartmamak gerek; sonuçta güzellik baktığın şeyde değil, bakışında olmalı…

Türkiye’de estetik müdahalelere ilgi ne durumda?

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de estetiğe ilgi çok yoğun. Türkiye’de bu durum 5- 10 yıl önce yine yüksekti. Ama istatistikler şunu gösteriyor, bu konulara ilgi her yıl yüzde 10 ile yüzde 20 arasında artıyor. Hatta estetiğe ilgi diğer Avrupa ülkelerinde yüzde 5 oranlarındayken Türkiye’de bunun 2- 3 katı kadar büyümeye devam ediyor.

Türkiye’de Estetik Yaptırma Oranı Neden Her Sene Daha Da Artıyor?  

Türkiye’de Avrupa’ya göre genç nesil biraz daha fazla. Sosyal medyaya da gençlerin ilgisi daha çok olduğu için estetik algısının arttığını, birbirlerinden gördükçe de bu konuda cesaretlerinin daha çok arttığını düşünüyorum. Türkiye genç bir nüfus, o genç nüfusa bağlı olarak istek daha fazla.

En çok hangi yaş aralığındaki kadınlar estetik operasyonlara ihtiyaç duyuyor?

40’lı yaşlardan sonra talep biraz daha artıyor ama her yaş grubunda estetiğe ihtiyaç duyuluyor artık… Mesela 18 yaşındaki bir genç kız dudaklarını sorun edip gelebiliyor, 25 yaşındaki biri elmacık kemiklerini sorun edip gelebiliyor. Ama normal fizyolojik süreçte kayıplar 30’dan itibaren başlar. Gözle görülür belirtileri de 40’lardan itibaren… Yani 40 ve 50 yaş aralığı talebin en çok arttığı yaş grubu.

Kimlerin fotoğrafıyla geliyorlar, kimler gibi olmak istiyorlar?

Çok değişik bir portföy var. O dönemin sosyal medyada, Amerika'da da, dizi ya da filmlerde en popüler kişisi kimse bir anda ilgi o yöne kayabiliyor. Veya alışık oldukları birinin yüzünün değişip, daha da güzelleştiğini görürlerse “Ben de onun gibi olmak istiyorum” deyip gelebiliyorlar. Örneğin dudak için artık standart, ‘Angelina Jolie dudağı’, onun dışında Megan Fox, Kendall Jenner gibi ünlü ve popüler isimlere benzemek istiyor insanlar.

Estetik merakı neden bu kadar arttı, neden bu kadar küçük yaşlara düştü, önü kesilemeden çılgınca ilerliyor? Bunun altında yatan psikoloji nedir?

En başta psikolojik sebebi saymadan şunu söyleyebiliriz, görsellik anlamında sosyal medyada bir patlama var. Artık insanlar televizyon izlemek yerine, elinde telefonu saatlerce Instagram'da fotoğraf bakıyor ve estetik yaptırmak istiyor. Herkesin yüzünü inceliyor, tabii ki kendiyle karşılaştırıyor. Yüzündeki kusurları daha çok görmeye başlıyor. Herkesin iyi tarafını seçiyor, “Ben niye böyle değilim” diye düşünüyor, kendiyle barışıklığını kaybedebiliyor. Psikolojik boyutuna gelirsek, kişinin günlük hayatındaki mutsuzlukları, bazen girdiği bir depresyon, özel hayatıyla ilgili bir sıkıntısı gibi nedenler devreye giriyor. Bunları aşmak için kendini daha iyi hissetmek istiyor, daha iyi hissetmek için de kendinde bir değişiklik istiyor.

Estetik müdahale yaptırıp depresyondan kurtulan var mı yani?

Gerçekten işlem yaptırıp, çok mutlu bir hale bürünen kişiler var. Bana kontrollere geldiklerinde bizzat söylüyorlar, “Kendime geldim, kendimi toparladım” diye. Çünkü kişinin aynaya baktığındaki iyilik hali bazı sıkıntılarını aşmasına çok destek oluyor.  

“Doktor da dur demeli”

50 ve sonrası kadınlar neden hep birbirlerine benziyor? Estetik müdahaleler yaptıranların sonu kaçınılmaz olarak o birbirine benzeyen kedi kadınlar mı?

Asla ama şunu söyleyebilirim; insan yapı olarak tatminsiz. Bu doktorun “Dur” dememesi ve hastanın beklentisinin giderek artmasıyla ilgili bir durum. İki tarafı da ilgilendiriyor. Hastaya bir elmacık yaparsın, çok güzel olur, onu mutlu eder ve gider ama bir hafta sonra yüzündeki o düzelmişliğe alışır, zaten hep öyle göründüğünü düşünür. Elmacık kemiğinin daha da belirgin olmasını ister. Biraz daha belirgin yapmamız için ısrarcı olur. Hastanın dudağını yaparsın, başta “Dolgun oldu, acaba biraz eritsek mi?” der ama 15 gün sonra size “Ben biraz daha dolgu istiyorum, bu bana yetmiyor, benim dolgum eridi” diyerek gelir. Çünkü aynadaki göz alışkanlığı nedeniyle artık ona o hali normalmiş gibi geliyor, bu da daha fazla işlem yaptırma ihtiyacını getiriyor. Burada doktorun “Dur” demeyi bilmesi çok önemli. Eğer doktor dur demeyi bilmezse, işte o zaman şiş şiş yanaklar, dudaklar ortaya çıkar, herkes aynı fabrikadan çıkmış gibi aynı dudak, aynı yanak, aynı bakışlarla dolaşır.

Estetik konusunda uzman bir doktor olarak baktığınızda Türk halkı güzel mi? En çok hangi taleplerle geliyorlar, en şikayetçi oldukları yerleri neresi?

Türk halkı hem kültürel ve hem de ırk olarak karma olduğu için yüz yapısı çok değişkenlik gösteriyor. Avrupai bir yapı da var, Araplara benzeyen bir yapı da var, Rusya’dan gelme bir yapı da var, Asyalılara benzeyen bir genetik grup dahi var. Hepsinin ihtiyaçları farklı, net bir şekilde “Türk halkı şöyledir” demek yanlış olur. Kişiye özel yaklaşım en doğrusu…

Bu işlemleri yaptırmak için de güvenilir kişilere gitmek lazım yoksa sonuç felaket olabiliyor. Hastaların doktora güvenmesi için neye dikkat etmesi gerek, fiyat politikasına mı, üne mi?

Çok doğru bir nokta, bunu bizim derneğimiz de vurguluyor, bakanlık düzeyinde de hep talepte bulunuyoruz. Bir kere hastalarımız işlemi yaptıracağı doktoru doğru seçecek. Bakın kuaförü demiyorum, doktoru doğru seçecek. Zaten başka bir meslek dalıyla ilgili bir durum söz konusu değil. Bu işlem çok ciddi bir iştir. Doğru anatomiyi bilen kişilerin yapması gereken bir iştir. Doktor diyince daha da özelleştirmek gerekirse bu işi şu an hali hazırda Türkiye’de dermatologlar yani cilt hekimleri, plastik cerrahlar ve bakanlığın daha önce belli bir limitte izin verdiği medikal estetik hekimi dediğimiz bir hekim grubu yapıyor. Ama bunun dışında bir kadın doğumcu, bir ortopedist, bir genel cerrah, kulak burun boğaz doktoru kendi ilgi alanı olmamasına rağmen, uzmanlık dalı olarak böyle bir eğitim almamış olmasına rağmen uygulama yapabiliyor.

Evet, doğru ben iç hastalıkları uzmanı olup botoks yapan gördüm. Ne sakıncası var? Sonuçta yine doktor.

Çünkü bu iş bir yan dal gibi, önemli bir branş. Bu işi zamanında öğrenmeden yapan doktorların uygulamalarında bile komplikasyon dediğimiz yan etkilerle karşılaşılabilinir. Bu nedenle hastalarımız özellikle doktor seçiminde bilinçli olmalılar. Doktorlarımıza düşen kısım da şu; bu işi doğru şekilde kendilerini geliştirip, öğrenme gayreti içinde olmalılar.

Mesela 500 liraya dolgu yapılır mı?

500 liraya dolgu yapılır ama o dolgu ona göre dolgu olur. Çünkü piyasada Amerika’dan, Avrupa’dan, Kore’den, Çin’den gelen çok sayıda marka var.

Hasta bunu nereden bilecek, ürün nereden geliyor, ne kadar doğru?

Hasta bunu bilemez, bilemeyeceği için de hastalarımıza ilk söylediğim şey şu; “Doktorunuzu doğru seçin”. Hasta doğru doktora giderse, geri kalan her şey düzgün gider, çünkü doktor hastasına yapacağı işlemi ve vereceği ilacı seçmekle mükellef, sorumluluk onda. Hastanın başına gelen kötü bir şey hastayı mağdur ettiği kadar, doktoru da eder, hiçbir doktor böyle bir şey istemez. Burada da ürünler ön plan çıkıyor. Biz neden 300 liralık dolguyu kullanmıyoruz, çünkü onu uyguladığınız zaman yüzünüzde top top, nohut gibi kitleler ortaya çıkabilir, güzel dağılmayabilir zaten istediğimiz etkiyi sağlamaz, etkisi çok hızlı geri döner. Bu konu apayrı bir teknik iştir ama bu konunun hakkını veren firmalar da bellidir, o firmalardan şaşmamak gerekir, doktorlarımız zaten onu bilir.

Yaşlanmanın önüne geçmek mümkün mü?

Yaşlanmanın önüne geçmek tabii ki mümkün, yaşın ilerleyişi sırasında kaybettiklerimizi yerine koyup, kaybettiklerimizle beraber cildimizin sıkılığını ve kırışıklıkları geri döndürüp, onu hep koruyabilmek mümkündür ama bu emek ister.

Vitaminler, antioksidanlar, yediklerimiz, içtiklerimiz yaşlanma üzerinde ne kadar etkili?

En başta genler geliyor, zaten kişi hiçbir şey yapmasa bile genleri çok güzelse geç yaşlanır. Yiyip içtiklerimizse ikinci sırada geliyor. Yaşanılan stres, sıkıntı, çevresel faktörler, çevre kirliliği, şehir hayatının karmaşası da erken yaşlanma sürecini tetikliyor.

C vitamini cilde iyi gelir mi?

C vitamini genel olarak vücudumuzun bağışıklık sistemi ile ilgili temel ihtiyaç zaten. Cildimizi aydınlık, genç gösterir ve kollajen üretimi açısından cildin temel ihtiyaçlarından bir tanesidir. Değişik oranlarda olmakla beraber hem kremleri hem serumları hem de ağızdan alınan tabletleri hepsi faydalı ama C vitaminini öncelikle meyve ve sebzelerle almak çok önemli.

Kollajeni ve hyaluronik asiti dışarıdan almak bir işe yarıyor mu?

Özellikle doğal yolla alınan kemik iliği, sakatatlar, kelle paça gibi yiyeceklerde çok iyi bir kollajen uyarısı söz konusu, bunları en azından haftada bir gün tüketmek çok değerli. Ama onun dışında gıda takviyesi ve tablet olarak satılan hyaluronik asit ve kollajen içeren ürünlerin etkisi çok sınırlı. Çünkü onun ağızdan alınıp, sindirim sisteminden emilerek ihtiyaç olan yere ulaşabilme oranı çok düşük, katkısı yok demiyorum ama faydası çok az.

Cildimizin kırışmaması için kullandığımız kremlerin içinde özellikle ne olmalı, nelere dikkat etmeliyiz?

Bunu burada söylemek çok yanlış olabilir. Çünkü dünyada 16 tane cilt tipi var. Her cilt tipi farklıdır. Örneğin retinol dediğimiz bir madde var, bu madde çok değerlidir, kişin kollajenini arttırır, cildinin hücreleri yenilemesini sağlar, kırışıklıkları önler, olmazsa olmaz A vitamini türevidir. Ama hassas ciltlerde tahriş yapar. O nedenle cilt tipine göre doğru ürün seçmek, ona göre maddeleri ayarlamak gerekir. Kişiye özel, cilt tiplerine özel ürünler seçmek konusunda bilinçli olmak lazım. Yoksa retinol, A vitamini türevleri, E vitamini, C vitamini bunun dışında hyaluronik asit içeren ürünler bunları bütünsel olarak faydalı buluyoruz ama her cilt tipinde her ürün, her içerik uygun değil.

“Dudağa botoks yapılmaz”

Botoks nedir?

Botoks sadece kaslara uygulanır ve özellikle kaş ortası, alın ve göz kenarındaki kazayağı dediğimiz bölgeler olmak üzere kaslara bağlı ortaya çıkan kırışıklıkları, mimik çizgilerini toparlamak için tasarlanmış protein yapıda bir ilaçtır.

Uygulandığı yerde kasları rahatlatır, gevşetir ve gevşettiği için o bölgedeki kırışıklıklar ortadan kalkar, daha gergin, daha tazelenmiş bir görüntü ortaya çıkar. En çok yüzün üst tarafına uygulanır.

Yani dudağa botoks yapılmaz...

Dudağa botoks yapılmaz, dudağa dolgu yapılır, burun kenarındaki çukurlara botoks yapılmaz, dolgu yapılır. Elmacıklara botoks yapılmaz dolgu yapılır. Gözün altına dolgu yapılır, botoks yapılmaz. Bu ikisi birbirinden ayrı şeylerdir.

Dolgu nedir?

Dolgu ise adı üstünde doldurulan bir şeydir. İçindeki etken maddeye bağlı olarak uygulandığı yerde bir dolgunluk hissi verir. Botokstan çok farklıdır. Uygulandığı yeri doldurarak, oraya hacim kazandırır. Dolgu yüzde kayıp olan her yere yapılabilir. Şakaklardan tutun da, elmacık kemiği ve burun kenarlarındaki çökmelere, dudağa, çeneye kadar her yere yapılabilir.

PRP nedir?

PRP’de hastanın kendi kanı alınır ve bir ayrışma işleminden geçer. Trombositlerin içindeki büyüme faktörleri deriye enjekte edilince orada bir yenilenme, gençleşme, kollajen artışı olur. Saça uyguladığınızda saçta büyümeyi uyarır.

Botoks, dolgu ve PRP için fiyat aralıkları nedir?

Bir botoksun ortalama 500- 1000 lira aralığında yapılması, bir dolgunun da ortalama 900- 1500 lira aralığında yapılması makuldür. PRP’de de 300- 1500 lira arasında kullanılan fiyatlar var.

“Erkekler en çok botoks yaptırıyor”

Erkeklerin de artık estetik yaptırmaya geldiğini biliyoruz. Peki, erkekler hangi işlemi yaptırmak için geliyorlar?

Her geçen yıl estetik yaptıran erkek sayısı artıyor. Sosyal medya ve aynı zamanda etraflarındaki kadınların teşvikiyle geliyorlar. En çok botoks yaptırıyorlar. Kaş ortasındaki kırışıklıklarını dert ediyorlar, mimik çizgilerini toparlatıp, o sinirli görünümlerini yumuşatmak istiyorlar. Ama son zamanlarda sarkmaya karşı da duyarlılıkları arttı. Saç dökülmesi de erkeğin en çok sıkıntı yaşadığı noktalardan bir tanesi. Biz de burada hastaya saç ekimine gerek duyulmadan ama çok disiplinli bir tedavi protokolüyle saçlarının yüzde 50’sini geri kazandırabiliyoruz.

“Kişiye güzellik katan kendi yüzüdür”

Altın oran diye bir şey var, güzelliğin sembolü olarak da biliniyor, estetikle bu oranı yakalayabilmek mümkün mü?

Altın oranı her zaman dikkate alıyoruz ve ona sadık kalıyoruz. Çünkü 2 yaşındaki bir çocuk bile birine baktığında yüzündeki altın oran yerindeyse beyninde milisaniyeler içinde onu güzel olarak algılıyor. Bu insan beyninin milisaniyeler içinde verdiği bir karardır ve bu altın oran odaklıdır. Kişinin yüzü çok güzel olmayabilir ama altın orana sahipse size güzel görünüyor. 2 yaşındaki bir çocuk bile henüz yeni tanıştığı birine sempatiyi böyle duyuyor.

Estetikle altın oranı yakalayabiliyor muyuz?

Yüzü, yüz yapısı uygunsa yakalamaya çalışıyoruz. Örneğin hastanın yapısal olarak çene hattı biraz geride, biraz kısadır, bu da altın oranı bozuyor olabilir. Biz mesela basit bir dolgu uygulamasıyla bunu düzeltebiliyoruz ve bir anda her şey değişiyor.

Mükemmel kadını yaratabilir misiniz?

Mükemmel kadın kavramı çok yanlış bir kavram, bununla ilgili bir çalışma var. Dünyadaki en güzel insanları toplamışlar. Birinin alnı çok güzel, birinin yanakları çok güzel, birinin dudakları, birinin gözü çok güzel… Hepsinin en iyi yanlarını alıp, bilgisayar ortamında tek bir kişi yaptığımızda ne olacak diye bakmışlar, o kişi güzel çıkmamış. Çünkü insanları güzelleştiren şey; aslında en güzel yanlarının dışında, bütünsel olarak yüzlerindeki küçük asimetrilerdir. O kişiye güzellik katan aslında kişinin kendi yüzüdür. Demek istediğim o mükemmelliği bilgisayar ortamında bile yapsanız, çok güzel olmuyor. Kişinin kendi karakterini korumak istiyoruz.

Yurt dışından Türkiye’ye estetik yaptırmaya gelenler göründüğü kadar çok mu?

İstanbul’da yabancı hastalarımız genel olarak çok fazla, bize tüm Avrupa ülkelerinden ve Arap ülkelerinin tamamından hasta geliyor.

Neden Türk doktorlar bu kadar tercih ediliyor?

Onlar aldığım geri bilirim şöyle; “Türkiye’de doktorluk ve sağlık hizmeti çok kaliteli” bunu her zaman söylüyorlar. Hem pratiğimiz çok fazla hem de eğitim sistemimiz çok iyi. Bir diğeriyse Euro bölgesi ülkelerine ve Arap ülkelerine göre fiyat olarak daha mantıklı. Kişi buraya geliyor hem daha kaliteli hizmet alıyor hem burada tatilini yapıyor hem de sadece oralarda yaptıracağı işlem bedelini ödüyor. O nedenle Türkiye cazip oluyor.


Yayınlanma tarihi: 04/04/2018

-

Son Güncellenme: 18/05/2021

Başa Dön