Peruk Kullanımından Saç Ekimine Tarihi Bir Yolculuk

Peruk Kullanımından Saç Ekimine Tarihi Bir Yolculuk

Saç dökülmesi nedenlerini tartışırken, bazen işin kolayına kaçıyoruz. Stres, beslenme, yaşam tarzı gibi faktörler, ilk etapta hızlıca gözümüze kestirdiklerimiz.

Bunların, saç sağlığı üzerindeki etkilerini elbette inkar edemeyiz. Ancak; erkeklerin kellikle mücadelesi, günümüz modern dünyasının hayatımıza armağan ettiği popüler kavramlardan çok daha eskiye dayanıyor.

Avokadonun saç sağlığını destekleyen bir besin olduğunun henüz keşfedilmediği, stresin en popüler günah keçisi olmadığı zamanlara şöyle bir göz attığımızda; erkek tipi kelliğin, erkeklerin yüzyıllardır yakasını bırakmayan bir sorun olduğunu görüyoruz.

Emphair Saç Ekim Merkezi ile saç ekiminin tarihsel yolculuğuna çıkmaya hazır mısınız?

“Teknolojinin yeterince gelişmediği dönemlerde, saç ekimi bir seçenek değildi. Aslında hayal bile değildi. Bu sebeple erkekler, kelliklerini gizlemek için farklı yöntemlere başvuruyorlardı.

Peruk kullanımı da bunlardan bir tanesi. Peruk; bazı kültürlerde hem güneşten korunmak hem de kel noktaları gizlemek için tercih ediliyordu.

Peruk kullanımından saç ekimine nasıl geldik diye merak ediyor olabilirsiniz. İşte size saç ekiminin tarihçesi:

Saç Ekiminin Başlangıcı 1930’lu yıllara Dayanıyor

Saç ekimi ya da saç nakli olarak bildiğimiz prosedür, fikir olarak ilk Japonya’da ortaya çıktı. Ama evvelinde 1. dünya savaşında yaralanan askerlerden de ilham alındığı söylenebilir.

Japon Dermatolog, kafa derisi yaralanmaları sonucu saç kaybı yaşayan vakaları tedavi etmek amacıyla bu yöntemi kullanmaya başladı. Yani saç ekimi fikrine ilham olan şey, yanık vakalar!

Bu noktada bir hatırlatma yapalım. Yanık vaka neydi? Yanma, yaralanma, kaza, darbe gibi travmalar sonucu, saç derisinin hasarlı hale gelmesi ve buna bağlı saç kaybı oluşması.

Çıkış noktası yanık vaka olan saç ekimi; günümüz teknolojisinde, sadece saç naklinden ibaret bir uygulama değil. Ekim öncesi saç derisi kalitesini artıran tekniklerin de sürece dahil edildiği bir prosedür.

Saç Ekimi, Erkek Tipi Kellik İçin İlk Olarak 1950’lerde Uygulanmaya Başladı

Japonya’da yanık vakaların tedavisinde gerçekleştirilen saç ekiminin, erkek tipi kellik tedavisi için bir seçenek olarak düşünülmesi ise 1950’li yıllara dayanıyor.

New York’ta Dr. Norman Orentreich isimli bir dermatolog, saç ekimini kellik tedavisinde kullanmaya başladı. Saç ekiminin estetik bir boyut kazanmasına vesile olan Dr. Norman, aynı zamanda; erkeklerin, iki kulak arasında kalan saçlarının kolayca dökülmediğini de tespit etti.

Anlaşılan Dr. Norman saç ekiminde ideal donör alanın da kaşifi.

Saç Ekiminde FUT Tekniği 1990’lı Yıllarda Hayatımıza Girdi

Açılımı Füliküler Ünite Transplantasyonu olan FUT; saç foliküllerinin sinir ve yağ bezlerini içerecek şekilde, şeritler halinde donör alandan çıkarılması ve alıcı bölgeye nakledilmesi şeklinde uygulanan bir teknik.

Bu teknikle; 1 ila 4 saç teli veya foliküler ünite nakli gerçekleştirilebiliyordu. 1990’lı yıllarda hayatımıza giren bu yöntem, 2000’li yıllarda yerini, daha etkili bir saç ekimi teknolojisine bıraktı.

FUE İle 2003 Yılında Tanıştık

FUE; saç köklerinin donör bölgeden şeritler halinde değil de, tek tek çıkarıldığı bir uygulama olarak, tüm dünyada, saç ekimi ameliyatlarında en çok tercih edilen ve güvenli bulunan yöntem haline gelmeyi başardı.

Açılımı Foliküler Ünite Ekstraksiyonu olan FUE, kafa derisinde iz bırakmayan bir teknik olması sebebiyle de daha avantajlı bir seçenek olarak değerlendiriliyor.

FUT Tekniği Mi, FUE Mi? Hangisi Daha İyi?

Saç ekiminde seçenekler çoğaldıkça, haliyle kafa karışıklıkları da artıyor. Saç ekimi ameliyatlarında uygulanan tekniklerin kendi içlerinde avantajları ve dezavantajları var.

FUE daha az invaziv olma özelliğiyle ve daha doğal sonuçlar sunma potansiyeliyle oldukça sevildi.

Saç Ekimi Erkek Tipi Kellik Tedavisinde En Etkili Ve Kalıcı Seçenek

Saç dökülmesini tamamen durduran, engelleyen ve kelliği tarihe gömen bir tedavi henüz keşfedilmedi. Ancak kelliği estetik bir sorun olmaktan kalıcı bir şekilde çıkarabilmek mümkün.

Donör alanda yeteri miktarda sağlıklı saç köküne sahipseniz, ekim sahanız verimliyse, hayatınıza gür saçlarla devam etmenizin önünde hiçbir engel bulunmuyor. “