Estetik Ameliyat Sonrası Mağdur Olan Hastanın Hakları Nedir?


Av. Arb. Bahadırhan Tabak tarafından yazılmıştır.

Estetik Ameliyat Sonrası Mağdur Olan Hastanın Hakları Nedir? 

Av. Arb. Bahadırhan Tabak “Estetik Hukuku” serimizde bu hafta estetik ameliyat sonrası mağdur olan hastanın haklarını değerlendiriyor.

Bahadır Bey, estetik ameliyat sonrası mağdur olan hastanın haklarını ve değerli bilgilerinizi Yeniben’le paylaşmanızı rica ediyoruz:

Estetik amaçlarla gerçekleştirilen operasyonlar Yargıtay’ın uzun yıllardır benimsediği ve hali hazırda devam ettirdiği görüşe göre eser sözleşmesi kabul edilmektedir. Bu operasyonların eser sözleşmesi kabul edilmesi tedavi amaçlı gerçekleştirilen diğer tıbbi müdahalelere göre hukuki farklılıkların söz konusu olmasına yol açmaktadır.

Ayrıca hastane/hekim ile hasta arasındaki estetik operasyon nedeniyle kurulan eser sözleşmesi Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uyarınca bir tüketici işlemi olarak kabul edildiğinden bu kanunda tüketiciye tanınan haklar ve Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan genel zararın tazmini hükümleri olası yargılamalarda uygulanmaktadır.

Estetik amaçlı gerçekleştirilen bir operasyonun başarısız olması yani gerçekleştirilen operasyondan objektif olarak beklenecek sonucun gerçekleştirilememiş olması hekimin sorumluluğunu doğurabilmektedir.

Bu tür durumlarda hekimin tıbbi standart anlamında hatalı bir işlemi yani diğer bir deyişle tıbbi malpraktisi söz konusu olmasa dahi sadece sonucun meydana gelmemiş olması nedeniyle sözleşmeye aykırılıktan doğan bir sorumluluk söz konusu olmaktadır.

Bu durum eser sözleşmesinin sonuç garantisi özelliğinin bir gereği olarak karşımıza çıkmaktadır. Estetik operasyonları diğer operasyonlardan ayıran en önemli fark da bu noktadadır. Yargıtay emsal kararlarında estetik operasyonların bu yönünü vurgulamaktadır:

“…Kepçe kulak diye tabir edilen kulağın görünümündeki normal dışı büyüklüğün giderilip kulak ve yüze güzel bir görünüm kazandırılması işlemi estetik bir işlem olduğu ve sonuç olarak tedavi değil güzelleşme amaçlandığından tarafların arasındaki ilişki hizmet ilişkisi değil…eser sözleşmesi ilişkisidir.

Eser sözleşmesinin varlığı halinde uyuşmazlığın da eser sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir.

Eser sözleşmelerinin diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran en önemli farklı sonuç sorumluluğu, yani tarafların anlaşmaları doğrultusunda yüklenicinin bir sonucu meydana getirmeyi taahhüt etmesidir.” (Yargıtay- 15. HD., E. 2017/2286 K. 2017/3847 T. 7.11.2017)
 

Hasta Hekim Arasındaki Güven İlişkisi

hukuk ve doktor

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un tüketiciye tanıdığı seçimlik haklara göre hasta böyle bir durumda ücretsiz olarak revizyon operasyonunun yapılmasını talep edebileceği gibi ödediği bedelin iadesini de talep edebilecektir.

Hasta hekim arasındaki güven ilişkisinin zedelendiği ve iletişimin koptuğu durumlarda hastalar genelde revizyon operasyonundan ziyade ikinci operasyonlarını farklı bir hekim ve sağlık kuruluşunda gerçekleştirip önceki operasyon sebebiyle ödedikleri ücretlerin iadesi yolunu tercih edebilmektedirler.

Eğer aynı hekim tarafından revizyon işlemi yapılacaksa kanuna göre yeniden operasyon ücreti almaması veya başkaca gerekçelerle hastadan ek masraf talep etmemesi gerekir. Bu noktadaki seçim hakkı tüketici olarak kabul edilen hastaya verilmiş bulunmaktadır.

Eğer başarısızlıkla neticelenen operasyona hekimin tıbbi standarda aykırı işlemi sebep olmuşsa yani bir tıbbi malpraktis söz konusu ise artık sadece bedel iadesi değil hastanın Türk Borçlar Kanunu’na göre kusurlu eylem nedeniyle operasyonla bağlantılı diğer zararların tazminini isteme ve duruma göre bu kusurlu eylem taksirle yaralama suçunu oluşturabileceği için Savcılığa suç duyurusunda bulunma hakkı bulunmaktadır.

Örneğin başarısız operasyon hastanın eski haline dönebilmesi için çok daha yüksek miktarlarda harcama yapmasını gerektiriyor olabilir veya müdahale farklı rahatsızlıklara sebep olmuş ve ekstra tedavi masrafları yapılması söz konusu olmuş olabilir.

Veya tıbbi hata hastanın geçici veya kalıcı bir hastalık veya sakatlığa maruz kalmasına neden olmuş ve bu süreçte kazanç kaybı, çalışma gücü kaybı, ekonomik geleceğin sarsılması gibi zararları doğmuş olabilir, operasyonla bağlantılı kalıcı bir iz, leke veya şekil bozuklukları söz konusu olabilir; bu durumlarda artık sadece bedel iadesi değil hastanın maddi ve manevi olarak uğradığı diğer zararların da tazmini konusu gündeme gelecektir.
 

Uyuşmazlığın Yargıya Taşınması

yargı ve tıp

Hekim/hastane ile hasta arasındaki uyuşmazlığın yargıya taşınmasının ilk basamağı tazminat ve diğer talepler bakımından zorunlu dava şartı arabuluculuk başvurusu, hekimin cezai sorumluluğu bakımından ise savcılık suç duyurusudur.

Bedel iadesi ve tazminat talepleri bakımından genel zamanaşımı süreleri (eser sözleşmeleri bakımından 5 yıl) içerisinde başvuru yapmak mümkün iken suç duyurusu için şikâyete bağlı durumlar bakımından 6 aylık hak düşürücü süre bulunmaktadır.

Eğer hastanın talep ettiği maddi ve manevi zararlarının toplam (2021 yılı için) 11.300,00 TL’nin altında ise arabuluculuk veya dava yolu değil il ve ilçeler bazında örgütlenmiş bulunan Tüketici Hakem Heyetleri görevli bulunmaktadır.

Talep konusunda gerekirse bilirkişi görevlendirmek suretiyle Tüketici Hakem Heyetleri Karar vermekte ve alınan karar Mahkeme kararları gibi icra edilebilmektedir. Eğer talep bu miktarın üzerinde ise Tüketici Mahkemeleri görevli olduğundan öncelikle arabulucuya başvurmak gerekmektedir.

Dava şartı kapsamında gerçekleştirilen arabuluculuk başvurusu neticesinde Adalet Bakanlığı tarafından görevlendirilen uzman arabulucu tarafları ve/veya vekillerini bir araya getirerek dava öncesi orta noktada buluşmalarını ve uyuşmazlıklarını sulh ile neticelendirmelerini sağlamaya çalışır.

Arabulucunun atanmasından itibaren 4 haftalık süresi bulunan arabulucu bu sürede tarafları bir anlaşma zemininde buluşturamaması halinde süreci anlaşmama olarak neticelendirir ve bu tutanak ile başvurucu tarafından dava açma hakkı doğar.

Arabuluculuk sürecinde anlaşmak veya anlaşmamak tarafların ihtiyarında olan bir konudur. Arabulucu bir mahkeme gibi yargılama veya tazminat hesabı yapmaz; taraflar serbestçe bir anlaşma sağlayabilir. Bu anlaşma bedel iadesi, zararların tazmini olabileceği gibi ücretsiz şekilde yeni bir operasyonun gerçekleştirilmesi de olabilir.

Hekimlerin mesleki sorumluluk sigortaları bulunduğundan arabuluculuk sürecine hekimin sigorta şirketinin dahil edilmesi de mümkündür. Ancak Kanun’un 3 hafta artı 1 hafta uzatma olmak üzere 4 hafta olarak belirlediği bu sürenin tıbbi uyuşmazlıklar bakımından yetersiz olduğu konusunda çokça eleştiri yapılmaktadır.
 

Mağdur Olduklarını Düşünen Kişilerin Suç Duyurusu

suç duyurusu

Son olarak estetik operasyon neticesinde hekimin kusuru nedeniyle mağdur olduklarını düşünen kişilerin savcılık kanalıyla taksirle yaralama veya görevi ihmal sebebiyle suç duyurusunda bulunma hakları da bulunmaktadır.

Hem yukarıda bahsedilen tazminat davasında hem de savcılık soruşturmasında adli makamlar konuyu araştırması ve rapor düzenlemesi için uzman bilirkişi ataması yaparlar ve yargılamanın seyri bakımından konunun uzmanı olan hekimlerce hazırlanan bu rapor son derece önem taşımaktadır.

Bunların haricinde kişiler sağlık kuruluşunda yaşadıkları diğer aksaklıklar ve hasta hakkı ihlalleri bakımından hastanenin hasta hakları birimine başvurabilirler.

Ayrıca Alo 184 Sabim, Cimer hastaların yaşadıkları hasta hakkı ihlali bakımından başvurabilecekleri merciler arasındadır. Başvuru akabinde gerekli ön inceleme yapılıp eğer hak ihlali bulunduğu kanaatine varılırsa ilgililer hakkında idari soruşturma başlatılması gündeme gelebilmektedir.

avukat bahadırhan tabak
Konuk yazarımız İstanbul Barosu'na kayıtlı Av. Arb Bahadırhan Tabak, kurucularından olduğu BT Avukatlık ve Arabuluculuk Bürosu bünyesinde sağlık hukuku konusunda avukatlık ve danışmanlık hizmeti veriyor.
Tel: 0530 233 86 36
E-mail: [email protected]


Yayınlanma tarihi: 14/09/2021

-

Son Güncellenme: 19/10/2021

Başa Dön