Eşinin Rızası Olmadan Estetik Yaptırmak Boşanma Sebebi Sayıldı

Eşinin Rızası Olmadan Estetik Yaptırmak Boşanma Sebebi Sayıldı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, emsal nitelikte bir karara imza attı. Ekonomik açıdan zor bir dönem geçirirken eşlerden birinin yüz gerdirme ve burun estetiği ameliyatı olması boşanma sebebi sayıldı.

Evli çift bir süredir geçim sıkıntısı yaşıyordu ve boşanmak için mahkemeye başvurdular.

3. Aile Mahkemesi'ne ifadesini veren davacı kadın, kocasının onu ölümle tehdit ettiğini ve evden kovduğunu öne sürdü.

Kocası tarafından baskıya maruz kaldığını belirten kadın, 1.000 TL nafaka ile 300 bin TL maddi manevi tazminat istedi.
 

Karşı Davacı Kocanın İfadesi ise Bambaşka

Karısına karşı dava açan erkek ise eşinin evi terk ettiğini, kendisinin ekonomik sıkıntı yaşadığı bir dönemde karısının estetik ameliyatı ve yüz gerdirme operasyonu yaptırdığını söyledi.

3. Aile Mahkemesi, kadının ailenin yaşadığı ekonomik sıkıntıya rağmen tatil beldesinde yaşamak istediğine de vurgu yaptı.
 

Erkek Lehine Nafaka

Davacı tarafları dinleyen mahkeme, erkeğin eşine tehdit içeren sözler sarf ettiği ve tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda ortak kusurlu olmaları sebebiyle boşanmalarına karar verdi.

Davacıların tazminat taleplerinin ve kadının nafaka taleplerinin reddine, erkek lehine nafaka ödenmesine hükmetti.

Kadın kararı temyiz etti ve Yargıtay 2. Hukuk Dairesi devreye girerek kararı bozdu. Aile Mahkemesi ilk kararında direndi ve bu kez devreye Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu emsal nitelikteki bir karara imza atarak, kocasının ekonomik sıkıntı yaşadığı bir dönemde estetik operasyon geçiren kadını kusurlu buldu.
 

Yargıtay Kararı

Yargıtay Kararında şunlara yer verildi; “Direnme olarak adlandırılan kararda önceki gerekçeden farklı olarak davacı-birleşen davalı kadına aile ekonomik yönden zor bir dönem geçirirken lüks sayılabilecek harcamalar yapma ve davalı-birleşen davacı erkeğe ise eşine hakaret etme vakıaları kusur olarak yüklenmiştir.

Bu açıklamalar karşısında mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı ve önceki kararın gerekçesi kusur yönünden değiştirildiğinden yeni hüküm niteliğinde olduğu kabul edilmiştir.

O hâlde, yeni gerekçeye dayalı bu kararı temyizen inceleme görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.”