Dolgu İstemeyenler İçin En İyi Cilt Gençleştirme Tedavileri

Dolgu İstemeyenler İçin En İyi Cilt Gençleştirme Tedavileri

Estetik tedavilerde herhangi bir konu için en uygun adayın kim olduğunu bilmek gerekiyor.

Bu durum doğru hasta, doğru doktor ve doğru tedavi eşleşmesi içinde mükemmel bir uyumu ve sonucu çok iyi alınan çözümleri de beraberinde getiriyor.

Doğru aday kısmının çoğu zaman atlandığı ve hemen herkesin farklı sebeplerden ötürü tercih ettiği bir uygulama olan dolgular ise hasta seçimi kavramına neredeyse meydan okuyor.

Evet kahramanımız hyaluronik asit (HA) dolgusu ve hemen herkes “insansam ve bir yüzüm varsa, dolgu beni daha iyi gösterecek” tarzında bir inanışa sahip.

Tüm bu konuları etraflıca doktorlarımıza sorduk ve dolgu için iyi bir aday olmayanlara alternatif yöntemleri araştırdık. Hadi başlayalım:

Medikal Estetik Hekimi Dr. Şule Şakrak: 

"Etrafta asla dolgu yapılmaması gereken veya o ölçüde ve oranda dolguya maruz kalmaması gereken birçok insan var. Maalesef insanlar bu şekilde yapay ve karikatürize görünüyorlar.

Sosyal medyada göründüğünün aksine, dolgu herkes için doğru değildir. Eğer etik değerlere ve sanatsal bakış açısına sahip bir doktorsanız, HA ile iyi sonuç alamayacağından şüphelendiğiniz hastanızı geri çevirirsiniz. Fakat farklı alternatifler sunabilirsiniz.

Bir de şunu eklemek isterim otoimmün rahatsızlıkları ve alerjisi olanlara daha dikkatli davranmak gerekiyor.

Pek çok otoimmün hasta küçük dozlarda dolgu maddesi ile iyi sonuçlar alabilirken, bağışıklık sistemleri HA dolgu türlerinin hepsine olmasa da bazılarına aşırı tepki veren oldukça büyük bir alt grup var.

Hastayla konuşmak ve durumu analiz etmek çok mühim. Her hastaya 'Mevsimsel alerjiniz var mı? Ne kadar kötüler? Ne sıklıkla bir antihistamin almak zorundasın?'” diye sormak da fayda var.

Zira gözaltı ışık dolgusu ve yanak dolgusu bu hastalar için özellikle sorunlu olabilir, çünkü su bağlayıcı HA jeller, malar ödem olarak bilinen bir tür sıvı birikimini tetikleyerek onları kabarık ve tuhaf ,sanki gözlerinin altında galonlarca dolgu maddesi varmış gibi gösterebilir.

Alerjiler ortaya çıktığında dudaklar bile abartılı görünebilir.” 

Dermatolog Uzm. Dr. Hatice Coşkun Güngördü:

“İçeriğinde HA olmayan enjekte edilebilir dolgular var. Eğer hastanın otoimmün bir hastalığı ve bu tarz bir içeriğe karşı alerjisi varsa ve illaki dolgu istiyorsa, önerilebilir. 

İçeriğinde poli-L-laktik asit ve kalsiyum hidroksilapatit bulunan dolgular olabilir ancak unutulmamalıdır, bu ürünler HA'lardan farklıdırlar.

Genellikle biyostimülatörler olarak adlandırılsalar da, kolajen üretimini tetikledikleri için HA olmayan dolgular diyebiliriz.

Bununla birlikte, hyaluronik asitten farklı olarak, bu malzemeler suyu çekmez ve tutmaz, bu nedenle hastada aşırı şişkinlik oluşmaz. Etkileri ise daha uzun süreli olma eğilimindedir.

Bu HA olmayan dolgularda vücudun kendisinin kolajen oluşturduğu bir yapı iskelesi mantığı var.  Hacim, birkaç ay boyunca kademeli olarak gelişir.

Geleneksel dolgu maddelerinden farklı olarak, anında bir etki yoktur, dediğim gibi zamanla oluşur. Hacim iyileştirme ve cilt dokusu iyileştirme için güzel sonuçlar verdiğini düşünüyorum. “

Medikal Estetik Hekimi Dr. Gökçe Haspolat: 

“Aşırı dolgun ve yapay görünme riskini taşıyan en önemli hasta grubu, belirgin cilt gevşekliği olan 40 yaş üstü hastalardır. Sarkan cildi kaldırmak için dolgu kullandığımızda ne kadar kaldırabilir ki?

Dolgu maddesi kaldıramaz ve cilt gevşekliğini gideremez, en azından bunu doğal bir şekilde yapamaz. Bu lift etkisi ortaya çıkarmak için oldukça fazla enjekte ettiğimizde ise ortaya tuhaf bir görüntü çıkacaktır.

Genel olarak HA dolgu maddesinin iyi cilt kalitesine ve güçlü kemik yapısına sahip genç hastalarda en iyi sonucu verdiğini ve yaşı ilerlemiş ve sarkma sorunu yaşayanlar için 6D Star Askının tedaviye eklenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Yaşlanma süreci nedeniyle kemik kaybı yaşanır. Şimdi pek çok ünlünün ya da dışarıya çıktığımızda sokakta karşılaştığımız birçok insanın yüzlerinde, özellikle kemiğin üzerinde topaklar halinde duran, büyük miktarda dolgu maddesi görüyoruz.

Bu dolgu yığınları, yaşla azalmış kemik tarafından nispeten desteklenmeyen ve üzerinde çok doğal olmayan bir şekilde hareket eden jelleşmiş, yumuşak doku kütlesi gibi gözüküyor.

Dolgularla birlikte mezoterapi ve askılama seçenekleri bu yaş grubunda kombine tedavi olarak kullanılmalıdır.”

Dermatolog Uzm Dr. Ebru Zehra Aygün:

"İnsanlar yüzleri şiş gezmektense buruşuk ve sarkık olmayı tercih ediyor zira sosyal medyada viral hale gelen kötü dolgu örneklerini görüyorlar ve bu şekilde bir surat haklı olarak istemiyorlar. 

Doğru dozajda yapılırsa dolgular şahane ürünlerdir ama dolgu sevmeyen hastalar için elbette başka çözüm önerilerimiz de var.

Dolguyu sevmeyen ama yine de diri ve genç görünmek ve ameliyatı bir süre ertelemek isteyen hastalarıma kolajeni artırmak ve cildin tonunu ve dokusunu güçlendirmek için sayısız çözüm sunabiliyoruz.

SPF 50+ güneş kremi ve temel olarak bir retinoid içeren sağlam bir cilt bakım rejimi öneriyorum. Kış aylarında peeling ve düzenli aralıklarla mezoterapi de önerilerim arasındadır.”

Dermatolog Uzm. Dr. Zahide Eriş: 

“Eğer dolgu istemiyorsanız cilt sıkılaştırma araçları doğru çözümler sunabilir.

Bunlar dokuları ısıtarak ve zamanla daha pürüzsüz, daha sıkı bir cilt için kolajen büyümesini tetiklemek için radyofrekans (RF) ve ultrason enerjisi kullanır.

Muayene sırasında hastada gördüğümüz iki ila dört santimetre gevşekliği tamamen yok edemese de, anlamlı sonuçlar almamızı sağlarlar.

Ayrıca orta derinlikte kimyasal peeling ve ablatif olmayan lazerler, ince çizgilerin tedavisi için sunabileceğimiz seçeneklerdir.

Orta kuvvette kimyasal peelingler ve lazer tedavileri cildi daha derin bir katmanda etkiler ve iyileşme sırasında ciltte daha fazla kolajen oluşmasına yardımcı olabilirler”