Doktorun Suçu İhbar Yükümlülüğü Nedir?


Emel Gerdaneri tarafından yazılmıştır.

Doktorun Suçu İhbar Yükümlülüğü Nedir? 

Av. Arb. Bahadırhan Tabak Estetik Hukuku başlığı altında Yeniben’e en çok gelen soruları ve merak ettiğimiz ayrıntıları cevaplıyor, hukuksal açıdan derinlemesine değerlendiriyor. Kendisine çok teşekkür ediyoruz. 
avukat bahadır

Av. Arb. Bahadırhan Tabak
Tel: 0530 233 86 36
E-mail: [email protected]

Bahadırhan Bey, “Doktorun suçu ihbar yükümlülüğü nedir?

Türk Ceza Kanunumuzun 278, 279 ve 280. maddelerinde ceza kanunlarımıza göre suç teşkil eden olayların bildirilmesi, bildirmeyenler hakkında ise cezai yaptırım uygulanmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.

Bunlardan 280. madde ise doğrudan sağlık mesleği mensuplarını ilgilendirmektedir. Türk Ceza Kanunumuzdaki düzenleme ile sağlık meslek mensuplarına başka hiçbir kimseye verilmeyen genişlikte bir suçu bildirmeme sorumluluğu yüklenmiş bulunmaktadır.

Türk Ceza Kanunu’nun 278. maddesi herkese yönelik olarak işlenmekte olan veya işlenmiş olmakla birlikte neticelerinin sınırlandırılması halen mümkün olan suçların bildirilmesi yükümlülüğü, 279. maddesi ise kamu görevlilerine yönelik olarak re’sen yani şikayete bağlı olmaksızın kamu adına soruşturulması ve kovuşturulması gereken suçlar bakımından suçu bildirme yükümlülüğü getirmektedir.

Sağlık meslek mensuplarına yönelik olarak düzenlenen 280. maddede ise hiçbir sınırlama olmaksızın, işlenmiş veya işlenmekte olan, şikayete bağlı veya re’sen soruşturulan her türlü suçun bildirilmesi yükümlülüğü getirmiş bulunmaktadır.

1 Yıla Kadar Hapis Cezası

yanlış uygulamaMadde metninde hiçbir sınırlama olmaması nedeniyle sağlık meslek mensubunun hangi tür suç olursa olsun görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde belirti ile karşılaşması halinde ilgili makamlara suçu bildirmesi aksi halde 1 yıla kadar hapis cezası istemi ile soruşturma geçirmesi söz konusu olabilecektir.

Maddenin ikinci fıkrasında ise sağlık meslek mensubundan kimlerin anlaşılması gerektiği belirtilmiştir. Buna göre hekim, diş hekimi, eczacı, ebe hemşire ve sağlık hizmeti veren diğer kişiler bu düzenlemenin muhatabı durumundadır. Bu kişilerin görevler esnasında bir suç belirtisi ile karşılaştıklarında ilgili makamlara bildirim yükümlülüğü bulunmaktadır.

Estetik, plastik ve rekonstrüktif cerrahi yönünden konuyu ele aldığımızda belki estetik müdahaleler kapsamında bu tür suç belirtileri ile karşılaşmak pek olası olmasa da rekonstrüktif cerrahi işlemlerde hastanın işlenmiş bir suç sebebiyle tıbbi işleme konu organının zarar görmüş olması olasıdır.

Böyle bir durumda cerrahın hastasının bir suç mağduru olduğunu ve işlenmiş bir suç sonucu zarar gördüğünü anlaması ya da kendisine böyle bir beyanda bulunulması halinde ilgili makamlara ihbarda bulunması olası bir soruşturma geçirmemesi bakımından önemlidir.

Tabii ki bu düzenleme hem doktrinde hem de sağlık çalışanları tarafından çokça eleştirilmektedir. Zira konunun eleştirileri haklı kılan iki boyutu bulunmaktadır. Öncelikle hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının zaten çok yoğun olan çalışma mesaileri içerisinde bir de bu tür bir suçu ihbar yükümlülüğü ile sorumlu tutulmaları yapacakları işe odaklanmaları yönünde bir engel olarak görülmektedir.

Zira hukuk eğitimi almamış olan sağlık personelin neyin suç olup neyin suç olmadığı konusunda bir ayrım yaparak ve bu suça ilişkin belirtiyi değerlendirerek adli mercilere intikal ettirmesinin beklenmesi, üstelik burada da hiçbir suç sınırlamasının yapılmamış olması son derece ağır bir yükümlülüktür.

Mevcut Suçu İhbar Yükümlülüğü

ihbar yükümlülüğüKonunun eleştiriye değer ikinci bir boyutu ise mevcut suçu ihbar yükümlülüğünün hasta-hekim arasındaki mahremiyet ve hekimin sır saklama yükümlülüğüne zıt bir düzenleme olmasıdır. Zira esas itibariyle hekimin hastasından öğrendiği özel bilgileri üçüncü kişilere açıklamamak gibi bir yükümlülüğü bulunurken suç olarak nitelendireceği ve kuşku duyacağı durumları adli birimlere ihbar etmesi birbiriyle çelişen konulardır.

Bu düzenlemenin yapılmasının arka planında örneğin çocuğa karşı cinsel istismar halinde hamilelik veya bazı kasten ya da taksirle yaralama vakalarında suçun ancak tıbbi müdahale esnasında sağlık meslek mensubu tarafından ortaya çıkartılabileceği düşüncesi yatmaktadır.

Ancak buna karşın kişilerin sağlık hizmetlerinden yararlanma haklarının bir temel hak olduğu, kişilerin tahkikat geçirmekten korkarak veya suça konu olayın ortaya çıkmasından çekinerek sağlık hizmeti almaktan imtina etme ihtimalinin bulunduğu, bunun da merdiven altı uygulamaların veya daha farklı tıbbi sorunları beraberinde getirebileceği yönünden eleştiriler de dile getirilmektedir.

Son olarak düzenlemenin kapsamının çok geniş olduğunu ve böyle bir yükümlülük korunacaksa dahi mutlaka bazı sınırlamalar getirilmesi gerektiğini ifade etmemiz gerekir.


Yayınlanma tarihi: 09/07/2021

-

Son Güncellenme: 29/09/2021

Başa Dön